Friedrich Nietzsche

acıların bölüşülmesi değil, sevinçlerin bölüşülmesidir dostluğu yaratan ...

açıkça büyük amaçlar tasarlayan ve daha sonra bu amaçlar için oldukça yetersiz olduğunu gizlice kavrayıveren kimse, çoğu zaman bu amaçlardan vazgeçecek kadar da güçlü de değildir. işte o zaman ikiyüzlülük kaçınılmazdır.

açıklanmamış karanlık bir konu apaçık bir konudan daha önemli sanılır.

ahlaksal olay yoktur. yalnızca olayların ahlaksal yorumu vardır

alev, baska seyleri aydinlattigi kadar aydinlatmaz kendini. bilge de böyledir.

aşk ve nefretin yer almadığı bir oyunda kadın orta dereceli bir oyuncudur

ask ve nefret kör degillerdir; ama kendileriyle birlikte tasidiklari ates yüzünden kör olmuslardir.

aşık seven kişi değildir, sevdiği kişinin mutlak sahibi olmaya çalışandır

babanın gizlediği şey, oğulda açığa çıkar.

ben bu kulaklara göre ağız değilim.

beni öldürmeyen şey, beni güçlendirir

benim evim valizimdir.

bir derin kuyuya benzer yalnız. taş atmak kolaydır içine: ama bu taş dibe inecek olursa, deyin bana, kim çıkarabilir?

bir duyguyu yenme isteği, eninde sonunda, yalnızca bir başka duygu isteği, daha başka bir duygu isteğidir.

bir düsmanla savasarak yasayan kisinin, düsmanini hayatta birakmakta yarari vardir.

bir erkek ancak bir erkek gibi davranarak, onun içindeki kadının ortaya çıkmasına yol açar

bir insan kendini hep çok büyük işlere adadığında, onun başka bir yeteneğinin olmadığı pek görülmez.

bir insan yoğun ve kılı kırk yararak düşündüğü zaman, sadece yüzü değil gövdesi de çekinceli bir havaya bürünür.

bir insana yapilacak en kötü şey onu utandırmaktır.

bir insanın gerçekten ele almış olduğu düşünce özgürlüğü ile, onun tutkuları ve hatta arzuları da gizli gizli kendi üstünlüklerini göstereceklerini sanırlar.

bir kez yürünmüs bir yola düsenlerin sayisi çoktur, hedefe ulasan az ..

bir konu hakkında hazırlıksız sorguya çekildiğimizde, aklımıza gelen ilk düşünce çoğu zaman bizim kendi düşüncemiz değildir; ama bizim sınıfımıza, konumumuza ve soyumuza ait olan sıradan bir düşüncedir sadece. öz düşünceler pek ender olarak su yüzüne çıkarlar.

bir kurbanın yoldaşı o kurbandan daha çok acı çeker.

bir seyden hoslanmaktan söz edilir, aslinda dogrusu, bu sey araciligiyla kendinden hoslanmaktir.

biri kendi düsüncesine bagli kalir; çünkü ona kendi kendine ulasmis oldugunu sanir. öteki ise, onu zahmetle ögrendigi ve onu anlamis olmakla övündügü için baglidir düsüncesine. sonuç olarak, her ikisi de kendini begenmislik .

bizzat kendimizde olan bir değeri övdüğü, okşadığı zaman mucizeyi de, usdışını da kabul ederiz.

bu da dahil tüm genellemeler yanlıştır.

bugün artık kimse ölümcül hakikatlerden ölmüyor; çok fazla panzehir var.

büyük borçlar insanları değer bilmeye değil, kin beslemeğe yöneltir.